Araştırma Notu*

Günümüzde yürürlükte olan 24 Haziran 2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Bu kanuna göre “sahipsiz hayvan”, “barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları” ifade etmektedir.

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünya genelinde 600 milyondan fazla sahipsiz hayvan bulunduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de ise rehabilite edilmemiş yaklaşık 6 milyon sahipsiz hayvan bulunduğu tahmin ediliyor (AA, 2023). Bu sayının her geçen gün kontrolsüz olarak artması sebebiyle ortaya çıkan sağlık ve güvenlik sorunları sahipsiz hayvanları pek çok ülkede kamusal bir mesele olarak politika gündemine taşımıştır. Hayvanlar trafik, şiddet, kötü muamele, tecavüz gibi insanlardan kaynaklı çeşitli olaylar nedeniyle ya kısa sürede hayatlarını kaybetmekte ya da beslenememe, çeşitli hastalıklara maruz kalma, zorlayıcı hava koşullarında sığınacak bir çatı bulamama gibi nedenlerle kısa süreyle hayata tutunmaya çalışmaktadır. Öte yandan sahipsiz hayvanlar, dışkı ya da tüy yoluyla insanlara bulaştırabilecekleri hastalıklar ya da kimi köpek cinsleri söz konusu olduğunda insanlara yönelik olası saldırıları nedeniyle halk sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Sahipsiz hayvanların kontrolsüz bir şekilde çoğalmalarıyla birlikte beslenme, kısırlaştırma, aşılanma, rehabilitasyon ve tedavi gereksinimleri de artmaktadır. Artan bu gereksinimler daha nitelikli politika tasarımlarına ve yönetim modellerine ihtiyaç doğurmaktadır. Ezcümle bir kamu yönetimi sorununa dönüşen sahipsiz hayvan olgusunun toplum sağlığı ve hayvan refahı ekseninde bütünleşik bir yönetim yaklaşımıyla ele alınması gerekmektedir.

İnsanlarla hayvanların birlikte yaşadığı yerleşim alanlarında sahipsiz hayvanların tedavi ve parazit mücadelesinin yapılması, aşılanması, kısırlaştırılması ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretlenmesi kamu yönetiminin önemli sorumluluk alanlarından birini oluşturmaktadır. Hayvanları Koruma Kanununda, hayvanların korunmasına yönelik olarak Tarım ve Orman Bakanlığı, İl Hayvanları Koruma Kurulu, valilik ve kaymakamlıklar, belediyeler ve vatandaşların görev ve sorumluluklarına yer verilmiştir. Kanunda, denetim ve idari yaptırım uygulama yetkisi merkezi idareye, hayvanları korumaya yönelik görev ve sorumluluklar ise yerel yönetimlere özellikle belediyelere bırakılmıştır. Kanun, “büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyelerin sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracaklarını” belirtmektedir. Belediyeler ayrıca ev hayvanları ile sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması ile ilgili işlemleri yapmakla da yükümlü kılınmıştır. Söz konusu Kanuna 2021 yılında eklenen geçici 4’üncü madde gereğince, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31 Aralık 2022, diğer belediyeler ise 31 Aralık 2024 tarihine kadar hayvan bakımevleri kuracaklardır. Kanunda yerel yönetimlerin gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde eğitim çalışmaları yapması, ayrıca ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurması da öngörülmektedir.

Son yıllarda basına yansıyan haberlerin yanı sıra sahipsiz hayvanlarla ilgili yürütülen çalışmalara dair istatistikler kanun hükümlerinin hayata geçirilemediğini ve belediyelerin yetersiz kaldığını göstermektedir: Türkiye’de rehabilite edilmemiş yaklaşık 6 milyon sahipsiz hayvan bulunduğu tahmin edilirken, yerel yönetimler tarafından sahipsiz hayvanların rehabilitasyonu kapsamında 2004-2021 döneminde 2 milyon 141 bin 662 sahipsiz hayvan aşılanmıştır. Aynı dönemde 1 milyon 823 bin 353 hayvan kısırlaştırılırken 461 bin 762 hayvan bakımevlerinden sahiplendirilmiştir. “Sokak Hayvanlarının Kısırlaştırılması ile İlgili Ödenek Tahsisi Genelgesi” kapsamında da Tarım ve Orman Bakanlığınca yerel yönetimlere, 2017-2021 döneminde sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması maksadıyla toplam 391 bin 488 hayvan için mali destek verilmiştir (AA, 2022).

  • Türkiye’de sahipsiz sokak hayvanı probleminin hem halk sağlığı hem de hayvanların refahı gözetilerek bilimsel ilkeler ışığında analiz edilmesi ve problemi kalıcı etkisi olan yöntemlerle çözmeye yönelik bir yönetim modelinin oluşturulması önemli bir ihtiyaçtır. Bu modelin kentsel ve kırsal yerleşimleri bir arada değerlendiren bütüncül bir yaklaşımla geliştirilmesi önemlidir. Sahipsiz hayvan sorunuyla ilgili tüm tarafların (merkezi yönetim kuruluşları, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, veterinerler, hayvanseverler, vatandaşlar) aynı amaç doğrultusunda ortak hareketini sağlayacak bir yönlendirmenin tesis edilmesi ve doğru uygulamalarla yerleşmesi kritik öneme sahiptir. Sahipsiz hayvanların korunması için sürdürülebilir ve etkin bir yönetim modelinin tasarlanması gereklidir. Bu yönetim modelinin aşağıdaki boyutlarıyla birlikte düşünülmesi zorunludur:
  • Sahipsiz hayvan sayısının kontrol altına alınması için ülke genelinde kapsamlı bir kısırlaştırma programı başlatılması
  • Nüfus şartı aranmaksızın her ilçede kısırlaştırma üniteleri kurulması
  • Özel veteriner kliniklerinin kısırlaştırma programına entegre edilmesine yönelik modeller geliştirilmesi
  • Veteriner Fakültelerinin ve Hayvan Hastanelerinin ilgili bölgedeki kısırlaştırma işlemlerinde paydaş olarak rol üstlenmesi
  • Kısırlaştırılan sahipsiz hayvanların cinslerine ve büyüklüklerine göre sınıflandırılarak yerleştirildiği nitelikli doğal yaşam alanlarının oluşturulması
  • Doğal yaşam alanı içinde gönüllülerin ve çocukların hayvanlarla bir araya gelebileceği sosyal ortamlar oluşturulması
  • Sahipsiz hayvanlarla ilgili çalışmalar için yeni bir bütçe modelinin tasarlanması
  • İl Hayvan Koruma Kurulunun koordinasyon, yönlendirme ve denetim işlevleriyle kapasitesinin güçlendirilmesi
  • Yerel hayvan koruma görevlilerinin sayısının arttırılması
  • Vatandaşlara yönelik hayvanların bakımı, korunması ve sahiplendirilmesi hakkında bilinçlendirme faaliyetlerinin düzenlenmesi
  • Gönüllü hayvanseverler için eğitim programları tasarlanması ve bu eğitime dayalı faaliyet sertifikasının verilmesi
  • Cins kedi ve köpek üretip satışıyla geçinenlerin tespit edilerek denetim altına alınması
  • Özellikle sosyal medya aracılığıyla toplanan bağış ve yardımların izlenmesi
  • Harcamaların şeffaflığının sağlanması ve kamuoyuyla paylaşılması
  • Belediyelerin sahipsiz hayvanlarla ilgili uygulamalarının merkezi yönetim tarafından denetlenmesi

Bu araştırma notu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programında 2022-2023 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Kamu Politikası Analizi dersinde yürütülen saha araştırmasına dayanmaktadır. “Samsun’da Sahipsiz Hayvanlarla İlgili Genel Görünüm ve İlgili Tarafların Beklentileri” başlıklı araştırma, Prof. Dr. Nuray E. Keskin koordinatörlüğünde yüksek lisans öğrencileri Burcu Tekeli, Semanur Temiz, Tolga Aksoy, Nagihan Çağlar ve Buse Yar tarafından gerçekleştirilmiştir.