Çalışma, Türk sosyal bilimler yazınının daha önce doğrudan araştırmadığı bir alan olarak kamu personel rejiminin anayasal temellerini tarihsel bir yaklaşımla, bütüncül olarak incelemek amacını gütmektedir.
Kamu personel rejiminin anayasal ilkelerinin tarihi ve toplumsal temellerini inceleyen araştırma, iki temel bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölümde, öncelikle kamu personel rejiminin anayasal ilkelerinin toplumsal anlamı üç soru doğrultusunda incelenmektedir. Buna göre, kamu personel rejiminin anayasal ilkelerinin ne olduğu tartışılmakta, daha sonra yöntemsel olarak ilkelerin nasıl incelebileceği ve yazında nasıl incelendiği araştırılmaktadır. Bu alt bölümde, tarihsel süreçte Türkiye’de idare hukuku, anayasa hukuku ve kamu personel rejimi disiplinlerinin rejimin anayasal ilkelerine bakışı, seçilen örnek yapıtlar aracılığıyla irdelenmektedir. Örnek olarak seçilen yapıtlardan hareketle, bu üç disiplinin anayasal ilkelere bakışı ve yaklaşımı saptanmaya çalışılmaktadır. Bu bölümdeki ikinci temel ayrımda, tarihsel dönemler itibariyle kamu personel rejiminin anayasal ilkelerinin ortaya çıkışı ve değişimi incelenmiştir. Sermaye birikim rejimlerine bağlı olarak, üç tarihsel dönemde ortaya çıkan ilkeler ve üretim biçimine bağlı olan ilkeler saptanmış ve ülke anayasalarından somut örnekler verilmiştir.
İkinci Bölümde esas olarak, Türk anayasalarında kamu personel rejiminin ilkeleri incelenmiştir. Bu doğrultuda, Tanzimat’la başlayan süreçte, önce anayasal belgelerde daha sonra da 1876 Kanun-ı Esasîsi ile başlayarak anayasalar üzerinden ilkeler saptanıp, çözümlenmiştir. Bu süreçte, 1876 Kanun-ı Esasîsi yanında 1921, 1924 ve 1961 Anayasalarındaki kamu personel rejiminin ilkeleri, toplumsal temelleriyle araştırılmıştır. Bu çerçevede, ilk önce anayasalar bir bütün olarak, içerisinde yer aldığı toplumsal yapı ile birlikte irdelenerek, toplumsal temelleri çözümlenmiş; bu noktadan hareketle kamu personel rejiminin ilkeleri saptanmıştır. Kamu personel rejiminin anayasal ilkeleri genel olarak iki ana kategoriye ayrılmıştır. Buna göre, ilkelerin bir bölümü kapitalist üretim biçime bağlı olarak varlığını her tarihsel aşamada korumakta, ancak her sermaye birikim rejiminde bu ilke öze dokunmayan değişikliğe uğramaktadır. İkinci küme anayasal ilkeler ise, her sermaye birikim rejiminde, birikim rejiminin niteliğine doğrudan bağlı olarak ortaya çıkmakta, bu ilkelerle rejim yeniden inşa edilmektedir. Çalışmada bu iki ayrım, kamu personel rejiminin anayasal ilkelerinin ana ayrımı olarak kabul edilmiştir.