Max Weber’e göre, “Deyim yerindeyse modern Batı devletinin üreme organıdır”. Marx ise, “son derece parazit bu yapı...” dediği bürokrasiyi, “devletin dolap çevirme aleti”, olarak tanımlar... Modern devletle birlikte ortaya çıkan bürokrasi, ait olduğu ülkenin siyasal tarihinin yol izinde, çeşitli sosyal grupların ve idare sorununu kendi düşünme alanına dahil etmiş akımların karşı karşıya geldiği, toplumsal/ekonomik dönüşümler ve siyasi mücadelerle yeniden biçimlenen “politik” sürecin bir ürünüdür.

Bu kitap, 18. yüzyılın ikinci yarısında dünya tarihine yön veren önemli politik değişimlere sahne olmuş, siyasal örgütlenme ilkelerinde aynı ortak paydaya sahip Fransa, İngiltere ve ABD’de “devlete hizmet” anlayışının ortaya çıkışından yola çıkarak bürokrasiyi ‘keşfediyor’... Weber’in “yasal tahakküm tarzı” olarak tanımladığı bu “kamusal işleyiş sistemi”, sözkonusu üç ülkede de, iki yüzyıldan uzun süren bir dönem içinde, farklı ritimlerde oluştu ve yerleşti. Demokrasi ilkesini paylaşan, ama farklı değer sistemleri üzerine kurulmuş bu ülkelerde bürokratik yapılar, toplumsal ve ekonomik değişimlerle birlikte gelişirken, devletin yapısına ve örgütlenmesine de yön verdi.

Sorbonne Üniversitesi siyasal bilimler profesörü Françoise Dreyfus, görece yeni bir kurum olan ve uzun bir süreçte kurulan bürokrasiyi bir aynaya benzetiyor: “Bürokrasi, tarihinin her evresinde içinden çıktığı toplumu yansıtır...” Bu önemli çalışma, kendine özgü statüsüyle bürokrasinin öncelikle nasıl siyasi bir faaliyet haline geldiğini tespit ediyor; özellikle yasama ve yürütme organlarının bu “kamu işletmesi”ni nasıl bir iktidar silahı haline getirdiğini de örnekleriyle gözler önüne seriyor...

Diğer Kitaplar