Bugün Ankara’nın başkent oluşunun 99. yılı. Başkent, bir ülkenin yönetim merkezidir. Tarih boyunca iktidar ve bölüşüm ilişkileri değiştikçe, ülkelerin başkentleri de değişmiştir. Ankara’nın başkent oluşu da böyle bir değişimin ürünüdür.
Ankara, 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla birlikte Kurtuluş Savaşı’nın siyasi, idari ve askeri başkenti olmuştu. İstanbul Hükümeti’ni karşısına alan Büyük Millet Meclisi Hükümeti, tüm ülkenin bu yeni merkezden yönetileceğini; tüm idari ve askeri makamların bu yeni hükümete bağlı olacağını ilan etmişti.
Resmi başkent hala payitaht (padişahın tahtının olduğu yer) İstanbul (Dersaadet)’du. Uluslararası makamlar ve İtilaf Devletleri, tek bir başkent tanıyordu; o da, İstanbul’du.
Büyük Millet Meclisi Hükümeti, 1921 yılından itibaren uluslararası tanınırlık-temsil mücadelesinin parçası olarak Ankara’yı ülkenin yeni resmi başkenti yapma yönünde adımlar attı. Ankara’nın resmi başkentliği ilk defa 1921 yılında barış şartlarının görüşüleceği Londra Konferansı hazırlıkları sırasında gündeme taşındı. Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam Tevfik Paşa’ya çektiği telgrafta, barış şartlarının sağlanması halinde İstanbul’un bir “merkezi merasim”, Ankara’nın ise, milletin asıl hükümet merkezi olacağını söylüyordu. 31 Ocak 1921’de bu yazışmalardaki niyet, İcra Vekilleri Heyeti’nin (Bakanlar Kurulu) hazırladığı bir kanun tasarısı ile Meclisin gündemine geldi. O dönem Meclis’te Ankara’nın başkent olmasını isteyenlerden çok, Ankara’nın başkentliğinin geçici olduğunu ve İstanbul’un başkent olarak kalmasını isteyenler olduğu için tasarı reddedildi. Ancak, aynı yıl Sakarya Savaşı’ndan hemen önce başkentin Kayseri’ye nakli gündeme gelince, gizli oturumlarda alınan kararla Büyük Millet Meclisi’nin kendi iradesiyle seçtiği başkent Ankara’nın savunulmasına karar verildi. Savaşın başarısı, Ankara’nın fiili başkentliğinin güvence altına alınması olacaktı.
9 Eylül’de Kurtuluş Savaşı’nın seyri değişince, Mudanya Antlaşması’na giden süreçte önce 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı; sonra İstanbul’un başkentlik statüsüne son verilerek bir vilayet (il) olarak Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne bağlandı. Bu karar, 1922 ve 1923 yılları boyunca büyük bir Ankara-İstanbul kavgası başlattı. Vatan, Tanin, Tevhid-i Efkar gibi İstanbul gazeteleri ile İngiltere İstanbul’u savunuyordu. Hilafet makamını, bürokrasiyi, İstanbul’daki mülk sahibi sınıfları ve uluslararası ilişkileri derinden etkileyecek bir kararın, kıyamet koparması doğaldı. Bu sarsıntı Lozan Antlaşması’nın imzalanması ve seçimlerin yenilenerek II. Meclis’in kurulmasına karar devam etti. II. Meclis’in aldığı en önemli kararlardan ilki 13 Ekim 1923 tarihindeki Ankara’nın başkent ilan edilmesi kararıdır. Bu kararı, 29 Ekim Cumhuriyet’in ilanı izleyecektir.
Bu bilgilerin kaynaklarına ulaşmak ve daha derine kazmak isteyenler için Tayfun Çınar’ın Başkentlik Sorunu kitabını öneririz.